Zihin ve bilinç kavramları çoğu zaman aynı anlama geldiği varsayılarak kullanılmaktadır. Aslında bu iki kavram arasında anlam olarak büyük farklılıklar vardır. Zihin ile bilinç arasındaki farklılıklar nelerdir? Sorusuna cevap aramaya başlamadan önce bu iki kavramın ne anlama geldiğini algılamamız gerekmektedir.
Zihin Nedir?
Zihnin en önemli özelliği bir yeti yani bir şeye yatkınlığının olabilmesidir. Olayları algılama, anlama ve kavrama yatkınlığımızın (yetimizin) olması zihin olarak ifade edilmektedir. Yeti olarak bir insanın düşünebilmesi, anlaması, kavraması ya da bir olguyu canlandırabilmesi gibi doğal zihinsel güçlerinden her biri insan zihnini oluşturmaktadır.
İnsan bu zihinsel güçlerini kullanarak öğrenme gücünü artırır. Öğrendiklerinden hayatına yön verebilecek olanları pekiştirir. Öğrendikleri ile geçmişte olan olaylar arasında bağlantılar kurar. Tüm bu yaptıklarını yaşantısına adapte eder. Bunların sonucunda elde ettiği bilgileri topladığı belleğe de yine zihin adı verilmektedir. Kısacası zihin, yaşandıklarımızdan öğrendiklerimizi kafamızda saklama gücümüzü ifade etmektedir.
Bilinç Nedir?
Bilerek ve isteyerek ya da tam tersi durumda bilmeden ve istemeden bir zihinsel faaliyet oluşturma durumunun diğer adı bilinç olarak nitelendirilmektedir. Bir insanın kendisini tanıması, çevresini ve çevresinde olan biteni algılaması, fark etmesi veya kavraması bilinç yolu ile olmaktadır.
Yaşadıklarımızdan hareketle öğrendiklerimizi sakladığımız ve zihin dediğimiz depodaki bilgileri düzenli bir sıra ile kullanabilmemiz, ayrıştırabilmemiz veya gereksiz olanları ayıklayabilmemiz bilinç sayesinde gerçekleşmektedir.
Zihin ile bilinç arasındaki farklılıklar ayırt edilmeye çalışıldığında fark edilmesi gereken ilk şey, zihnimizde algılarımız sayesinde oluşturduğumuz bilgilerin düzenli bir şekilde izlenebilmesini sağlayan bilinçtir.
Bilinç zihnimizdeki bilgileri kullanmamıza yardımcı olmaktadır.
Akıl Nedir?
Bir insanın anlama, kavrama ya da düşünme kabiliyetine sahip olması akıl sayesinde olmaktadır. Bir olaydaki sebep-sonuç ilişkisini analiz edebilmek ya da ayırt edebilmek akılla yapılabilmektedir. Gerçekleşen olaylar arasındaki ilişkileri ya da farklılıkları kavrayabilme, karar verebilme ve düşünme gücümüzün kaynağı da akıl olarak nitelendirilmektedir.
Akıl zekâmızı kullanma kapasitemizdir.
[irp posts=”9501″ name=”Zekâ Tek Başına Yeterli Olmaz, Kazanmak İçin Akıllı Olmayı Öğrenmelisiniz!”]
Zekâ Nedir?
Zihin ile bilinç arasındaki farklılıklar irdelenirken zekâ kavramının da irdelenmesi gerekmektedir. Akıl ve zekâ da tıpkı bilinç ile zihin kavramları gibi aynı anlama geldiği düşünülen iki kavramdır. “Çok zeki ama aklını kullanıp problemlerin üstesinden gelmiyor” ifadesi bu iki kavram arasındaki farkı çok iyi bir şekilde açıklamaktadır. Zekâ zihnimizde depoladığımız bilgileri kullanabilme gücümüzdür. Zihnimizin bir bilgiyi algılama hızı zekâmıza bağlıdır. Zekâ somut olarak ölçülebilirken, akıl ölçülemez.
Zihnimizde depoladığımız bilgileri, aklımızı kullanarak doğru bir biçimde bilerek ve isteyerek (bilinçli hareket ederek) zekâmız sayesinde kendi lehimize bir tutum ya da davranış oluşturmak, bu dört kavramı verimli bir şekilde kullanabilmek anlamına gelmektedir.
Bilinçli Zihin
Bilinçli zihin kavramı, zihin ile bilinç arasındaki farklılıklar göz önüne serilirken bizim için en faydalı kavram olacaktır.
Zihin kişisel olan yanımızdır. Bilinç ise bireyin bu kişisel yanının farkında olmasını sağlayan süreçlerin bir bütünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Zihnimizi yani depoladığımız bilgilerimizi bir düzen içerisinde kullanabilme sürecimize de bilinç denilebilmektedir.
Bilinçli zihin, günlük yaşantımızda daha önce depolayarak öğrendiğimiz bilgileri tekrar edebilme ve hayatımızda bir düzen oluşturabilme imkânı sağlar. Örneğin araba kullanmayı öğrenmiş olmamız, her direksiyon başına geçtiğimizde tekrar öğrenmek zorunda kalmamamız bilinçli zihin kullanımımız sayesinde olmaktadır.
Yeni bilgiler öğrenmek, karşılaştırma yapabilmek, alışveriş yapmak, ihtiyaçlarımızı tespit edebilmek, farklılıkları algılamak ya da acıktığımızı bilmek bilinçli zihin sayesinde yapabildiğimiz şeylerdir.
Bilinçsiz Zihin(Bilinç Altı)
Zihin ile bilinç arasındaki farklılıklar, bilinçsiz zihin kavramının bizlere ne anlattığını gösterebilmektedir. Bilinçli zihin bize fark edebilme, uygulayabilme yeteneği ve bunları daha sonra kullanabilme imkânı sağlamaktadır. Bilinçsiz zihin ise, içgüdü ve sezgilerimizden oluşmaktadır.
Bilinçsiz zihin aynı zamanda istem dışı metabolizmamızın gerçekleştirdiği hareketleri (kalp, sindirim, dolaşım sistemleri gibi) de kontrol edebilmektedir.
Bilinçsiz zihnimizin kaynağı, sinir sistemimizde ve zihnimizde depoladığımız fakat gizli tutmayı tercih ettiğimiz geçmişte yaşanmış olan deneyimler ya da anılardır. Bilinçsiz zihin, bilinçli zihni kontrol altında tutmaktadır ve bilinçli zihne göre daha zeki, baskın ve güçlüdür. Herhangi bir olaya verdiğimiz her türlü duygusal tepkiler bilinçaltımızda saklanmaktadır. Verilen tepkilerin olumlu ya da olumsuz olması, düşüncelerimizin pozitif ya da negatif yönde etkilenmesine neden olacaktır.
Bilinçaltımızda şekillendirdiğimiz sezgilerimiz ve içgüdülerimiz sayesinde yaratıcılığımızı artırabilir bilinçli zihnimizi doğru kullanabilir ve hedeflerimize çok hızlı bir şekilde ulaşabiliriz.