Türkiye futbol tarihinde, futbol ve siyaset ilişkisi çok konuşulan olgulardan birisidir. Ülkemizde siyasi anlamda gücü elinde bulunduran kimseler, futbolu kıyısından köşesinden dizayn etmeye çalışmışlardır. Bunun ilk örneğini, 12 Eylül askeri darbesinden sonra yaşanan Ankaragücü olayında görmekteyiz. 1981 yılında 2. Ligde oynayan Ankaragücü, Türkiye Kupası maçlarında rakiplerini birer birer yenerek finale kadar yükseldi. Final maçında Boluspor ile karşılaşan, başkent ekibi mücadeleden 2-1 yenerek kupayı müzesine götürdü. Bu sonuçla beraber jet hızıyla kanun çıkarılarak o sezon “Türkiye Kupası’nı kazan takımlar ligine bakılmaksızın doğrudan 1. Lige yükselir” ibaresiyle Ankaragücü 1. lige yükseltildi.
İş Dünyasının Futbol’a İlgisi
Futbol, Türkiye’de her dönemde kamuoyu oluşturma anlamında da kullanılmıştır. İş dünyası da futbolla epeyce ilgilenmiştir. Belki de çoğu futbolu kamufle ederek işlerini yürütmüşlerdir. Hakan ve Cem Uzan kardeşler babalarının kurdukları Uzan grubu vasıtasıyla iletişimden inşaata elektrikten baraj yapımına kadar her kolda faaliyet gösteren bir imparatorluk haline dönüştüler. Bir müddet sonra futbol dünyasına girmeye karar veren Hakan Uzan, Adanaspor’a başkan olarak bu hayaline ulaştı. Takıma bir çok yıldız transfer eden Uzan, o zaman genç bir antrenör olan Johaim Löw’ü getirdi. O sene 1. Lige çıkan Adanaspor, iyi sonuçlar aldı. Forma sponsorları Telsimdi. Birkaç sezon iyi giden Adanaspor daha sonra küme düşmekten kurtulamadı. Başkan Hakan Uzan ise görevi bıraktı.
Bir başka işadamı Fadıl Akgündüz 90’ların sonunda Jetpa holdingi kurdu. Holdingin inşaat otomobil gibi yatırımları bulunmaktaydı. Fadıl Akgündüz, Siirtspor’un başkanlığına seçilerek futbol dünyasına adımını attı. Sergen Yalçın, Alpay Özalan ve Tanju Çolak’ı transfer etti. 1. Lige çıktı ancak başarılı olamayarak lige çıktığı sezon veda etti.
Düzen Değişmedi
Futbol, siyaset ve ticaret ilişkisini anlattığımız bu makalede, örnekleri çoğaltabiliriz. Yıllar boyunca, siyasi erk ne istediyse futbolda da o oldu. Günümüzde de bu çark devam ediyor, futbol federasyonu başkanını, siyasal iktidar belirliyor. Belediyeler, takım kurarak liglerde mücadele ediyor.
Yıllardan beri süregelen bu düzen değişmedikçe, takımlarımızın Avrupa kupalarında mücadele şansı yok denecek kadar az olacak. Biz de Galatasaray’ın 2000 yılında kazandığı UEFA kupası ve 2002’deki A Milli takımımızın kazandığı kupayla avunmak durumunda kalacağız.