Yazının son kelimesini okuduğunuzda sibernetik, zihin vücut ilişkisi ve fizyoloji hakkında zihninizde, daha önce yaşamadığınız bir titreşim oluşabilir. Bu titreşimler yazıyı tam anlamıyla okuduğunuz anlamına gelir.
Söylenen cümleleri dikkatlice okur ve bazılarınızın yabancı olmadığı uygulamayı düzenli olarak gerçekleştirseniz sonuçlarını çok kısa vadede almaya başlayabilirsiniz. Sibernetiğin bir o kadar büyük ancak konu gereği küçük tutmak durumunda kaldığım ilk tarihiyle başlayalım.
Sibernetik Bilimi
Evrende her maddenin bir sistemi vardır. Bu sistem tarih boyunca insanlar üzerinde merak uyandırmayı başarmıştır. Maddelerin birbirleriyle olan iletişim ve etkileşimi; 1200lü yıllarda, fizik ve mekanik alanlarında buluşları olan, ismini Cizre’den almış El-Cezeri’nin dikkatinden kaçmadı ve sibernetik biliminin kurucusu unvanını kazandı.
Sanayi devriminden sonra hızla gelişmeye başlayan ve günümüzde çağ atlayan makineleşmenin temelleri de yine El-Cezeri tarafından atılmıştır. Peki El-Cezeri bu çalışmaları neden yapmak istedi?
Sibernetik; Zihin ve Vücut İlişkisinde Fizyoloji
Tarih boyunca zihin ve vücut ilişkisi hakkında sayısız araştırmalar yapıldı. Bulgular sonucunda varılan, zihnimizin her hareketimizde söz sahibi olması durumu, düşüncelerimizin vücudumuzu şekillendirdiği anlamına ulaşmamızı sağladı.
İnsan, bu açıdan incelendiğinde basit sistemlerin konusuna dahil gibi görünüyor. Ancak yalnızca fizyoloji eklendiğinde bile ortaya, insan fizyolojisi gibi çok detaylı bir bilim çıkıyor ve bu da insanın, karmaşık sistemlere de örnek olabileceği anlamına geliyor. İnsan fizyolojisinin oluşabilmesi için zihin ve düşünce yapısının birlikte hareket etmesi gerekir.
Beynimiz, fizyolojimizin içinde yer alıyorsa şüphesiz fiziksel bedenimiz üzerinde de etki sahibi olmalıdır. Bedensel olarak nasıl hissediyorsak, iç dünyamızda yani içimizde taşıdığımız temsillerle bunu düşünüp hayal ediyoruz demektir.
Yani sibernetik, fizyolojiyle yakından bağlantılıdır. Bu paragrafta anlatılanları basit bir uygulamayla anlamak ister misiniz? Bu uygulamayı verilen örnek dışında farklı alanlarda da uygulayabilirsiniz. Mesela zengin olmak istiyor olabilirsiniz?
Fizyolojik Ve Biyolojik Olarak O Anı Yeniden Yaşayın
-Şimdi gözünüzü kapatın ve ardından derin bir nefes alın. Mutluluğu damarlarınıza kadar hissettiğiniz ve yüzünüzde harikulade bir tebessümün oluştuğu bir anı hayal edin. Fizyolojik ve biyolojik olarak o anı yeniden yaşayın. O anda etrafınızda neler gördüyseniz hatırlamaya çalışın. Her şey o andaki gibi olsun. Hissettiğiniz tüm duyguları, gülümsemenizi hayalinizde resmedin.
-Şimdi 10 saniye içinde görüntüden yavaşça uzaklaşın ve gözlerinizi açın! Dejavu hissine kapıldınız mı? Gülüşüyor musunuz? Ya da tıpkı o anda hissettiğiniz bir ruh hali içinde misiniz?
O anki duygusal ve fiziksel reaksiyonları şu an hissedebiliyorsanız sizi, fizyolojimizin düzeninin zihnimizden geçtiğine ve iç dünyamızda düşündüklerimizin biyolojimize yansıdığına ikna ettim demektir. Ve bu yaşadıklarınız dejavunun tersi Artık “Akrebin Akılalmaz Zehri” başlıklı yazımda daha sonra geniş kapsamlı olarak bahsedeceğimi söylediğim Nöro Lingüistik Programming (SDP) hakkında bir fikriniz var.
William Shakespeare’in, “Vücutlarımız bahçemizdir, niyetlerimiz de bahçıvanlarımız.” sözünü okuduğumda düşüncelerimizin fizyolojimizi düzenleyebilir olduğunu rahatlıkla anladım.
Asıl merak ettiğim, bu sözü söylemesini sağlayan veya kapalı anlatım kullanarak tüm dünyaya duyurmak isteyen Shakespeare’in başarılarının altında da bu söz mü yatıyordu? Öyle ya, bahçıvanlık yapmadan bunu nasıl söylesin düşüncesi, benimde bahçeme her gün bakım yapmamı sağlıyor.
Fizyolojik Dejavu Tekniği
Fizyolojimizi, zihnimizde düşündüklerimizin oluşturduğunu hesaba katarsak Fizyolojik Dejavu Tekniğini anlayabiliriz. Daha anlaşılır bir ifadeyle, gelecekteki bir anı şimdiye modelleyerek o an yaşadığınız hisleri gerçek yaşamınızda da yaşayana kadar üzerinizde taşıma hali diyebiliriz.
Bu da sürekli dejavu olmanızı sağlar. Örneğin; Kırmızı bir araba istiyorsanız, şu an onu sürdüğünüzü, direksiyonu tutuş şeklinizi ve koltuk dizaynını hayal edin. Arabanızın içindeyken ne hissettiğinizi hayal edin.
Gerçekte henüz yaşamadığınız ancak, psikolojik olarak kendinizi görmek istediğiniz bir konuma tayin edin. Fizyolojik dejavu tekniği sayesinde sizde, o anı sanki daha önce gerçekten yaşamışsınız gibi niyetlerde bulunup bahçenizin geleceğine ışık tutabilirsiniz.
Fizyolojimizi Değiştirmenin Yolu
Fizyolojimizi değiştirmenin yol u düşüncelerimizden geçiyor. Düşüncelerimizi güçlü yönde şekillendirirsek fizyolojimizde o ölçüde güçlenmeye başlıyor. Kendinizi iyi hissetmediğinizde bu durumu iyi bir anınıza giderek ya da iyiye niyetlenerek hemen değiştirin. Neyin nasıl olmasını istiyorsanız onu yaşıyorsunuz demektir. Çünkü zihnimizde var olan her şey hayatımıza çekiliyor…
İlginizi Çekebilir:Aşk Hormonu Oksidosin Alzheimer’ı Tedavi Edebilir mi?
Tek bir başarı vardır, o da istediğiniz gibi yaşamaktır. -Christopher Morley-
çok güzel bilgiler ve haberler veriyorsunuz. kişisel gelişim meraklıları için çok faydalı olacak