Bir yılda toplam on iki ay vardır. O aylardan bir tanesi de mübarek Ramazan ayıdır. Bu ay çok şerefli bir zaman dilimidir. Ramazan ayı dua ve ibadet ayıdır, bolca tövbe ve ruhlarımızı temizleme ayıdır, takva ayıdır, kişilerin nefislerini ıslah etme ayıdır, sabrın ve aç kalmanın ne demek olduğunun farkına varma ayıdır, zenginle fakirin eşit olduğu aydır, cennet kapılarının sonuna kadar açılıp, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincirlere vurulduğu aydır. Bu ayın fazileti ve sevabı bol olan mübarek bir aydır. Ayrıca Ramazan ayı On bir ayın sultanı olarak da adlandırılır. Çünkü bu ay diliminde yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim indirilmiştir. Öte yandan bin aydan daha fazla hayırlı olan mübarek “Kadir Gecesi” bu ay gizlenmiştir. Ayrıca İslam’ın beş şartından biri olan oruç tutmak bu ayda yapılmaktadır.
Kuran’ı Kerim de Ramazan
Rabbimiz Kuran’ı Kerim Bakara süresi 185. Ayetinde şöyle buyurur. “…her kim Ramazan ayına ulaşırsa oruç tutsun” yani rabbimiz Ramazan ayında oruç tutulmasını kullarına emretmektedir. Bundan dolayı her Müslüman bu ayda Allahın rızasını kazanmak için oruç tutar.
Aynı zamanda yüce kitabımızın Bakara süresinin 183. Ayetinde ‘’Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.’’ Buyurmaktadır. Buradan açıkça anlaşılıyor ki oruç tüm insanlara farz kılınmıştır. Ayrıca diğer semavi dinlerin kitaplarının indirildiği yine bu ay dilimine denk gelmektedir. Aynı zamanda da Muttakilerin yılbaşı olarak ramazan ayı kabul edilir.
Orucun Önemi
Ramazan ayını önemli kılan unsurların en başında temel ibadetlerinden biri olan orucun bu ay içinde tutuluyor olmasıdır. Ramazan ayında tutulan oruçda insanlara da maddi ve manevi çokça faydaları bulunmaktadır. Buhari’den hadisle rivayetle ‘’Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.’’ Şeklinde de insanlara müjde niteliğinde bir bilgi sunulmaktadır.
Oruç Şükretmektir
Eğer orucun manası tam anlaşılırsa iftar zamanı şükrün zirvesi yaşanır. Rabbimiz oruçla alakalı toplam üç ayetin nihayetinde şöyle emreder. ’’ … umulur ki şükrederseniz.’’ Burada rabbimizin nimetlerine kavuşmanın şükrünün anlamı ancak oruç ibadetinin manasını tam bilmekle olmaktadır. Eğer orucun anlamı tam şekliyle kavranır ve yerine getirilirse böyle bir oruç ibadeti şükür olarak tanımlanabilir. Başka bir cümleyle tutulan orucun şükür sayılması için, yaşamın tüm olumsuzluklarından ve kirliliklerinden temizlenme ve nefsin şiddetli arzularına ara verme fiili, salt rabbimizin rızasının kazanılmasına yönelik olarak yapılmış bir ibadet olsun.
Oruç Olanla Yetinme ve Kanaat Etmektir
Yüce dinimiz İslâm, israf ve her şeyden maksimum zevk alma dini değildir; tam tersine olanla yetinme, fedakârlık gösterme ve sürekli üretim kültürüdür. Asla tümden olarak maddeci bir kültürün unsuru değildir. Tüm zaman dilimi, yeme, içme, her şeyden şuursuzca zevk alma, uyuma, yatma gibi vb. unsurları içeren bir din değildir. Çünkü bu tarz unsurların sonu gelmez arzuları ve istekleri bireylere sadece ve sadece engel olurlar yani kişilere ayak bağı olur. Ayrıca insanlara maraz olur. Fakat insanı yüceltecek ve takva sahibi yapacak şey bu işin manevi boyutudur. Yani kanaat etme, fedakârlık göstermek ve olanla yetinmektir.
Oruç Tutana Karşılığını Sadece Allah Verir
Bir hadisi şerifte, Rabbimiz “Oruç benim içindir ve karşılığını da ben veririm.” Buyurmaktadır. O zaman anlaşılıyor ki, sabrın kişiye olan sevabını sadece rabbimiz bilmektedir.
Ramazan ayında oruç tutulup, diğer yandan da orucun manevi değerlerini kavramaya çalışırsak, kazanacağımız sevapla günahlarımızın affedilme olasılığını artırmış olacağız.
”Ramazan’da Susuzluğu Gideren Yiyecek Ve İçecekler” adlı yazımıza gitmek için tıklayın.
This Post Has One Comment