Huzursuz Bacak Sendromu nedir?
Sebebi bilinmeyen, genellikle iki bacakta birden görülmesine rağmen zaman zaman tek bacakta da görülebilen devamlı bir sızlama ve ağrı hissiyle kendini gösteren nörolojik bir hastalıktır. Bilimsel literatüründeki adı Willis- Ekbom olan hastalık, insanların % 10 unun etkilemektedir. Genellikle uyku esnasında ve ya dinlenme sırasında ortaya çıkar. Bacaklar devamlı olarak hareket ettirildiğinde, ağrı ve sızı etkisi bir nebze olsun hafifler. Bu nedenle hastalığa “Huzursuz Bacak Sendromu “ denilmektedir. Erkeklerde çok nadir görülmesine rağmen kadın hastaların sayısı çok daha fazladır.
Huzursuz Bacak Sendromu Nedenleri:
Genellikle genetik geçişli bir hastalık olmasına rağmen ailesinde huzursuz bacak sendromu hikâyesi bulunmayan hastalara da rastlanmaktadır. Hastaların yaşam tarzları, hayatlarını sürdürebilmek için yapmış oldukları işler de bu hastalığa zemin hazırlamaktadır.
Genellikle hastaların vücutlarında bulunan demir miktarının azlığı da bu hastalıkla birlikte baş gösterdiğinden hastalığın nedenleri arasında demir eksikliğinin de bulunabileceğinin düşünülmesine neden olur.
Hastaların hormonları incelendiğinde prolaktin hormonunun eksik olduğu görülmüştür. Beyinde bulunan Dopamin kanallarındaki bozukluğun tıpkı Parkinson hastalığında olduğu gibi Huzursuz Bacak Sendromu’na da neden olmaktadır.
Primer Huzursuz Bacak Sendromu dışındaki Huzursuz Bacak Sendromu tipleri genellikle nöropati, böbrek yetmezliği ya da şeker hastalığı gibi başka bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
Huzursuz Bacak Sendromu Belirtileri nelerdir?
En fazla ortaya çıkan belirtisi dinlenme sırasında ortaya çıkan sızlama, ağrı ve huzursuzluk hissidir. % 90 oranında bacaklarda görülmesiyle birlikte vücudun diğer kısımlarında da ortaya çıkabilir. Ayaklar ve bacaklar o kadar huzursuz olur ki devamlı olarak hareket ettirme isteği doğurur. Hareket ettirilen bacaktaki huzursuzluk hissi bir nebze olsun azalmaktadır. Geceleri uykunun bölünmesine neden olup, uykuya dalmada sıkıntılar meydana getirdiğinden uyku düzeninin bozulmasına bağlı depresyon ve ruhsal çöküntü, halsizlik, mutsuzluk, uykusuzluk ile birlikte görülür. Hastaların hormonları incelendiğinde Prolaktin hormonunun normalin çok altında olduğu görülmüştür. Bu durumda prolaktin hormonu eksikliği de belirtileri arasında sayılabilir.
Gece uykusu kalitesiz ve bölünmüş olduğundan hastalar genellikle yorgun ve mutsuzdur. Halsizlikle birlikte depresif hal ve durumlar da gözlenebilir.
Risk Faktörleri
Cinsiyet: Kadınlarda daha fazla görülmesinden kaynaklanan kadınlar açısından negatif bir cinsiyet bağlı risk faktörü söz konusudur. Çünkü her on erkek hastaya karşılık 20 kadın hasta bulunmaktadır. Bu durumda erkeklerde görülme sıklığı kadınlarda görülme oranının yarısı kadardır.
Yaş: orta yaş ve üzeri hasta sayısı daha fazla olmasının yanında her yaşta görülebilme riski vardır. Belirtiler daha şiddetli olarak ortaya çıkar.
Her yaştaki çocukta ortaya çıkması mümkün olmakla beraber ancak 12 yaş üzeri çocuklarda kesin tanı konması muhtemeldir. Daha küçük yaştaki çocuklar belirtileri tam olarak tarif edemediğinden tanı koymada sıkıntı çekilmektedir.
Gebelik: Bazı kadınlarda hamileliğin başından itibaren ama çoğunlukla son üç ayda ortaya çıkan Huzursuz Bacak Sendromu genellikle doğumdan sonra ortadan kalksa da kalıcı olduğu durumlar azımsanmayacak sayıdadır.
Bazı İlaçlar: Mide bulantısını önleyen ilaç gruplarının yanı sıra anti histaminik ve anti depresan etkisi bulunan ilaçların kullanılması da bu sendromun ortaya çıkmasına tetikleyici olabileceği son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır.
Etnik Köken: Herkeste bu sendromun ortaya çıkması muhtemel olmakla birlikte Kuzey Avrupalılar arasında görülme oranı çok daha fazladır.
Genetik Faktör: Hastaların %40 ‘ının ailesinde bu sendromun görülme hikâyesi mevcuttur. Bu da hastalığın genetik geçişli olduğu kanısı güçlendirmektedir. Ancak ailesinde Huzursuz Bacak Sendromu hikâyesi olmayan bireylerde de görülme oranı yüksektir.
Huzursuz Bacak Sendromu Teşhis ve Tedavi süreci
Teşhis için genellikle belirtiler tetkik edilir. Hastanın nörolojik ve fiziksel muayenesi sonucunda kullandığı ilaçların yan etkileri de elendiğinde elde kalan “Huzursuz Bacak Sendromu” adıyla bilinen Willis- Ekbom Sendromu ‘ dur.
Belirtilerin genel olarak hepsi ve ya birkaç tanesi birleştiğinde artık tedavi sürecine gidilir.
Hastalık teşhis edildiğinde genellikle Parkinson tedavisinde kullanılan ilaçlarla sendromun etkilerini en aza indirmek mümkün olmaktadır. Genellikle ömür boyunca kullanılması gereken bu ilaçların nadiren de olsa bir süre sonra bırakılması ile hastalığın devam etmediği görülmüştür. Ancak bu çok ama çok düşük bir orandır.
D vitamini ve eksikliği söz konusuysa demir takviyesi de tedaviye yardımcı olan ajanlar arasında yer alır. Eğer hastada ek olarak şeker hastalığı yoksa çikolatanın da aşırıya kaçmamak kaydıyla diyete dahil edilmesinde fayda olduğu deneysel bir çalışmada tesadüfen fark edilmiştir.
İlaçların yanı sıra düzenli egzersiz, özellikle yüzme, mümkünse düzenli uyku, bacak masajı, yatmadan önce sıcak duş, yoga ve derin düşünme da belirtilerin etkisinin azalmasına neden olabilir.
İlaçların en çok gözlenen yan etkisi mide bulantısı ve bayılma duygusu sayılabilir. Bunlara ek olarak nadir görülen, Huzursuz Bacak sendromu belirtilerinin artması, uykusuzluk ve dürtü kontrol bozukluğu da rastlanması muhtemel yan etkiler arasındadır.