Çarpıcı Güzellikleri ile Ekonomik Paris Gezisi

Paris Gezisi: Yurt dışı gezisi her zaman merak duyulan ama bütçeleri zorlayan geziler olarak görülmüştür. Lakin işin aslı pek de öyle değil. Doğru bir planlama ile gezinizi hem çok uyguna hem de kendi zevk ve önceliklerinize göre düzenleyebilirsiniz. Son gezim olan Paris gezisi ikisinin buluştuğu son derece keyifli bir gezi olmuştu.

Tatil Planı Yaparken

Sömestr  tatil planı yaparken yurt içi tatillerden daha ucuza geldiğini fark etmem ile rotamı hemen yurt dışına çevirdim. Bir sosyal ağ üzerinden (airbnb.com) Paris çevresindeki evlere bakarken evlerin gecelik 120 tl civarlarında olduğunu fark edip hemen bir ev kiraladım. 4 gece 5 günlük gezimin ilk adımlarını böyle attım. Uçak biletlerini çok uygun fiyatlara bularak bu keyifli gezim için geriye sadece takvimden gün saymak kalmıştı. Hiç bilmediğim bir ülkeye gideceğim için ilk olarak metro haritaları üzerinde çalışmalara başladım. Evin konumunun da el verişli olması ile tüm gezimi otobüs ve metrolar ile tamamladım. Haritaya aşina olduğunuzda istediğiniz yerlere gitmek çok daha kolay olacaktır. Metro haritalarından sonra şehir haritasına geçerek birbirlerine yakın olan noktalar belirleyip bir gezi planı oluşturdum.

Paris Yolculuğum Başlıyor

İstanbul’dan kalkan uçağıma bindiğimde içimi tarif edilemez bir coşku sardı. Kafamda bazı endişelerle birlikte olsa da Paris’e inince coşkum yerini biraz korkuya bırakmıştı. Kaybolmaktan korkarak havalimanından çıkıp görevlilerin yardımı ile şehir merkezine ulaştım. Evi ararken belli bir süre bulamadım ve insanlara sorduğumda bizlere yıllardır anlatılan “Fransızlar kimseye cevap vermez” algısının da bir yanılgıdan ibaret olduğunu fark ettim. İngilizce bilmeyenleri bile telefonundan haritalara bakıp yardımcı oldular bu sayede eve ulaştım. Eve girince büyük bir rahatlama ile biraz dinlendikten sonra Eyfel Kulesi‘ni görmek üzere tekrar yola düştüm. Otobüs ile yakın bir yerde inip yürüyerek önüne ulaştığım zaman sanki zaman durmuş gibiydi. Işıklar içinde parıldayan geceyi aydınlatan bir yıldız gibiydi. Etrafında biraz dolaştıktan sonra havanın da soğuk olması sebebi ile eve dönüş yaptım.

Paris Tatilimin 2. Günü

Gezimin ikinci gününe evin yakınlarında tatlı bir kafede kruvasan ve kahve içerek başladım. Kruvasanların sabah 10’a kadar neredeyse tükeniyor olması beni şaşırtmıştı. Kahvaltımı tamamladıktan sonra Concorde Meydanı’na doğru yola koyuldum. Concorde Meydanı’ndan Madeleine Kilise‘sine uğrayarak etrafı biraz dolaştım. Tarihi dokuyu şehrin her tarafında hissedebiliyor olmak sanki farklı bir zaman dilimindeymiş gibi hissettiriyordu. Biraz daha yürüdükten sonra Opera binasına vardım. Tüm ihtişamıyla insanı hayrete düşüren bir yapıydı. Ön tarafında bulunan ünlü ve değerli sanatçıların heykelleri etrafında olan melekler her şey bir ahenk içindeydi. Opera binasını gezdikten sonra Paris’in ünlü caddesi Champs Elysees‘ye gidiyorum. Mağazaları dolaşarak ünlü bir kafe olan Paul’da bir mola verdim. Bir kafe düşünün ki yediğiniz her şeyin hafızanızda derin yerler bırakacağı. Güzel ve doyurucu bir moladan sonra caddenin sonundaki Zafer Takı’na ulaştım. Dönerken gün ışığında Eyfel’i görerek eve döndüm.

Tatilim de 3. Gün

Üçüncü günümde kahvaltımı evde yaparak uzun bir gezi için evden çıktım. İlk durağım olan Notre-Dame Katedrali nefes kesici güzelliği ile bana kollarını açıyordu. Yüzyıllardır ayakta olan bu ihtişamlı kilise ön tarafındaki süslemeler ile hayranlık yaratıyor. Katedralin iç kısmını da gezdikten sonra Sen Nehri’nin kıyısından yürüyerek günün asıl hedefi olan Louvre Müzesi‘ne varıyorum. Dış duvarlarını görmem ile içime bir heyecan düşüyor. Piramitten geçiş yaparak uzun ama bir o kadar da güzel olan gezim başlıyor.

Girişte bulunan haritalardan alarak gezmek istediğim rotayı belirledim. Louvre’a giden herkes gibi ilk olarak Mona Lisa’nın bulunduğu salona gittim. Büyük bir kalabalığa rağmen sabırla en öne kadar ulaşıp önündeki engellerin izin verdiğince en yakınına gittim. Da Vinci’nin bu ölümsüz eserinin neden bu kadar popüler olduğunu o an anladım. Mona Lisa’nın karşısındaki duvarda bulunan devasa İsa’nın Son Yemeği tablosu salonun tüm duvarını kaplıyordu. Daha sonra yolumu Liberte tablosuna doğru çevirip devam ettim.

Etrafınızda gördüğünüz tüm eserler sizlerde ufak çaplı bir şaşkınlığa yol açacaktır. Resimlerdeki detaylar ve teknikler bugüne kadar gördüklerimin çok ötesindeydi. Büyülenmiş bir şekilde yoluma devam edip Mısır hazinelerini gezerek heykel kısmına ulaştım. Heykel üzerindeki detaylar benim şaşkınlığımı başka bir boyuta taşıdı. Mermer ile yapılabilecek şeylerin en güzelleriydi belki de. Müze’nin benim için en çarpıcı özelliği dünyanın her tarafından getirilmiş eserler ile dolu olmasıydı. Türkiye’den götürülen mozaikleri (Üç Güzeller Mozaiği, Mevsimler Mozaiği) görünce içimi bir üzüntü kapladı. Müzede yaklaşık 4 saat gezdikten sonra ünlü Fransa krepçilerinden birisine denk gelip bir krep ile öğle yemeğimi yemiş oldum. Bugünkü uzun gezimi orada noktalayarak eve döndüm.

Paris de Son Günüm

Paris Gezisi

Gezimin dördüncü gününde yine kahve ve kruvasan ile güne başladım. Bugün rotamı şehirden daha uzakta olan Ressamlar Tepesi‘ne çevirmiştim. Uzun bir yolculuk ve metro aktarmalarımdan sonra hedefime ulaştım. Sevimli binalar ile çevrilmiş ucuza hediyelik eşya veya çikolata alabileceğiniz güzel bir ortamdı. Beyaz Kilise’nin ihtişamına daha fazla dayanamayıp uzun bir merdiven ile yanına gittim. Tüm Paris’i ayaklarınızın altına seren ve nefes kesen bir manzara ile nutkum tutuldu. Uzun bir süre şehri seyrettikten sonra kiliseyi gezdim. Çıktıktan sonra ressamların bulunduğu yere giderken yoluma yaklaşık 1000 yıllık bir kilise çıkıyor. Küçük ama eskiliği her yerinden belli olan bir kilise. Daha sonra ressamların çalışmalarına bakarak keyifli dakikalar yaşadım.

Çevrede bir de Salvador Dali müzesi bulunmakta lakin kapalı olduğu için gidemedim. Biraz daha atölye gezdikten sonra Beyaz Kilise’nin karşısında bulunan küçük bir kafeye girip çok lezzetli bir Margaritha pizza ve rose şarap ile Paris ruhunu iliklerime kadar hissettim. Daha sonra şehir merkezine geri döndüm. Biraz dinlenmiş bir şekilde yoluma Lüksemburg Sarayı ve Bahçesi ile devam ettim. Saraya giriş olmaması ile biraz hayal kırıklığına uğrasam da sarayın bahçesinin atmosferi peri masalları gibiydi. O anda yağmaya başlayan kar ile ortam tam bir kar küresine dönmüştü. Paris sokaklarında biraz daha dolaşarak bu güzel şehir ile vedalaştım.

Peki bu unutulmaz Paris gezisinin tutarına gelecek olursak ev giderleri için 461 tl uçak için 756 tl ve şehirdeki tüm harcamalarım 170 euro civarında tutarak herhangi bir kayak tatili ile aynı fiyata hatta belki de daha uyguna unutamayacağım bir Paris tatili yaşadım.

Related Posts

DIY Solar Power System Installation Guide

Harnessing solar power for your home is not only eco-friendly but also a cost-effective way to generate electricity. In this comprehensive guide, we’ll walk you through the…

DIY Poly Gel Nails Step-by-Step Guide

Poly gel nails have become a popular choice for those looking to achieve salon-quality nails from the comfort of their own homes. This step-by-step guide will walk…

DIY Old Jeans Makeover Ideas

In the world of fashion, it’s no secret that jeans are a timeless classic. They’re comfortable, versatile, and go well with just about any outfit. However, as…

DIY Kitchen Countertop Installation Guide

Are you ready to give your kitchen a fresh and personal touch? DIY kitchen countertop installation can be a rewarding and cost-effective project. In this comprehensive guide,…

How to Install Tires DIY

Installing tires on your vehicle can seem like a daunting task, but with the right tools and a step-by-step approach, you can do it yourself and save…

How to DIY Inground Pool Installation

Are you dreaming of having your very own inground pool right in your backyard? It’s a fantastic idea to create a personal oasis where you can relax…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *